Bronz Caginda Alevilik M.Ö.4000-M.Ö.1750

Insanligin yaraticisi ve en büyük koruyucusu, bollugu ve bereketi yaratan, askin ve döllenmenin efendisi, Sümerlerin Son Care Tanrisi Enki; darda, zorda kalanlarin son siginagi, bollugun ve bereketin, askin ve döllenmenin piri, Bozatli Hizir olarak bütün görkemi ile Alevi erkaninda hala yasiyor. Erken Bronz Caginin en kutsal bayrami Sümer Yeni Yil Festivali, Alevi erkaninda, alti bin yil önceki gibi ayni günlerde, ayni dini pratikler ve ritüeller esliginde ve ayni ruhla Hizir haftasi olarak kutlanilmaya devam ediyor. Alevi tarih yazinini bütünü ile degistirecek olan bu calismada Ücler, Yediler, Kirklar, Hay, Haydar ve On ikiler, tüm Alevi bilinmezleri birer birer aydinlaniyor. Dört bin bes yüz yil boyunca varligindan haberdar olunmamis büyük bir imparatorluk, unutulmus bir Alevi uygarligi, bazi tarihcilere göre yeryüzünün ilk süper gücü; Ebla Kralligi toprak altindan cikiyor. Anadolunun, bugün bile uygulanan pek cok Alevi dini pratigi ve ritüeli ile Ebla Kralligi döneminde tanistigini, Alevi müzigi ve asiklik geleneginin ilk feyzini Eblali asiklardan aldigini ilk defa fark ediyoruz. MÖ. Ikinci binyilin baslarinda, Asurlu tüccarlarin Anadolu kentlerinin ceperlerinde kurduklari tapinagi olmayan alisveris mahalleleri, kendilerine kutsallik atfedilmis ailelerin evlerininocaklarinin dini merkezler olarak kullanildigi ticaret kolonileri, soy agaclari karanlikta kalmis Alevi ruhban sinifinin baslangicina götürüyor bizleri. Alevi ocak sisteminin ve dedelikanalik kurumunun bu mahallelerde baslayan ve Asurlu tüccarlarin ticaret agi üzerinden tüm Anadoluya yayilan ve bugüne kadar gelen serüvenine tanik oluyoruz. Bu metin; on binlerce kil tabletten derlenen bilgi ve belgelerle yaziya döküldü. Aleviligin yazili kaynagi yoktur diyenler icin susma vaktidir.