Sarik Ve Taç

Imparatorluklarin gölgesinde, bir harfin kaderi degistirebilecegine inanir misiniz? Kurtuba Medresesi‘nin genç âlimi Mîran, Emir‘in avuçlarina biraktigi "ن" mührüyle yola koyulur: yüzyillardir saklanan Kitab-i Zâhir‘i bulacak ve onu "okumaya ehil olanlara" ulastiracaktir. Portakal çiçeklerinin kokusuyla sarsilan Kurtuba‘dan Málaga‘nin tuzlu rüzgârina, Marsilya‘nin dar sokaklarindan Avrupa saraylarinin los koridorlarina uzanan bu yolculukta Mîran‘a bilge Ibn Halef eslik eder; her adimda görünenle görünmeyenin terazisi yeniden kurulur. Fakat hakikatin pesinde yalniz degillerdir. Taçlarin ardindaki hirsi örgü gibi ören Kardinal Aurelius ve gölge agi, dillerde fisilti olan sirrin kalplerde yankiya dönüsmesini engellemek için karanligin bütün imkânlarini seferber eder. Kiliçlarin degil kelamin, korkularin degil niyetin tartildigi bu dünyada Mîran; adalet mi menfaat mi, sadakat mi ihanet mi, zâhir mi bâtin mi sorulariyla yüzlesir. SarikveTaç; tas hafizasi güçlü kadim sehirlerde geçen yüksek tempolu bir hakikat arayisi. Siyasi entrikalarin, ilmin ve inancin birbirine degdigi bu romanda okur, saray labirentlerinden gece tapinaklarina, gölge konseylerden medrese avlularina tasinacak; her sayfada bir baska mühür kirilacak. Sonunda anlayacaksiniz: Taslar susar saniriz, oysa bir gün hepsi konusur.