Ikinci Yalta

Tarih seridi gözden gecirildiginde görülüyor ki dünyada bazen hakki üstün tutan medeniyetler hakimiyet kurmus, adaleti saglamis, hükmettikleri cografyaya baris ve huzur getirmisler; bazen de batili üstün tutan medeniyetler hakimiyeti ele gecirmis ve ne yazik ki, dünyada zulüm, kan, gözyasi ve ardi arkasi kesilmeyen vahsetler islemislerdir. Bugün itibariyle bakildiginda görülen o ki batili ilke edinmis medeniyet anlayisi, maalesef insanliga aci ve istirap dolu günler yasatip duruyor. Milattan sonraki ücüncü binli yillarin, bilim ve teknolojideki bunca gelismisligi karsisinda insanligin aslinda mutlu bir hayat sürmesi mümkün iken, Ortacag karanliginin bir takim bagnazliklarina ram edilmesi utanc verici bir durum degil de nedir Yasanan bu zulüm düzeni insanligi canindan usandirmistir. Artik temeldeki bu yanlislarin yapilmayacagi, yeryüzünde huzur, baris ve adaletin tesisi icin yeni bir yola girilmesi ve de dogrulara dönülmesi zorunlulugu apacik ortadadir. Insanligin huzur ve rahata cikabilmesi icin Yeni bir Dünya kurulmasi elzemdir ve bunu gerceklestirmek vicdan sahibi her inanin üzerine önemli bir vazifedir.