Leyla

ZAMAN DEGISIR, AMA BIR KADININ YALNIZLIGI HEP TANIDIKTIR. 1900lü yillarin Istanbulu... Fausto Zonarodan resim dersleri almis, Yildiz Sarayina muallime olarak adim atmis genc bir kadin Leyla. Hayatinin merkezinde resim tutkusu, kalbinde filizlenen bir ask ve etrafinda giderek daralan siyasi calkantilar... Bir yanda hic tanimadan evlendigi Riza, diger yanda II. Abdülhamidin istibdadina karsi cikan kardesi Fuat ve yüregini kipirdatan özgürlükcü bir adam Ismet Bey. Leyla, nihayet aski buldugunda, babasinin sadakatle bagli oldugu padisaha ihanet edebilecek cesareti kendinde bulabilecek mi 2000li yillarin Istanbulu... Yüz yili asan bir mesafenin ardindan, ayni sehirde bir baska Leyla... Siradanligin sessizliginde kaybolmus, sikici bir evliligin gölgesinde solgun bir hayat süren modern bir kadin. Tesadüfen eline gecen eski bir mektup, onu zamanin icinden süzülen yarim kalmis bir hikayeye sürükler. Ve o hikayede, baskasinin kelimeleriyle kendi sesini, baskasinin kaderinde kendi yolunu, yasak bir askin kiyisinda kendi kalbini bulur. Bu roman sadece Leylalarin degil; zamani asarak birbirine dokunan, unutulmus, bastirilmis, gölgede kalmis tüm kadinlarin hikayesi.